26 Aralık 2016 Pazartesi

Türkiye'nin İlk Kadın Avukatı Lokantada




Süreyya Ağaoğlu Türkiye’nin ilk kadın avukatıdır. 1948’de Berlin, Milletlerarası Hukukçular Komisyonu üyesi olmuştur, Hür Fikirleri Yayma Derneği, Türk-Amerikan Üniversiteler Derneği ve Süreyya Ağaoğlu Çocuk Dostları Derneği’nin de kurucusudur. Gelelim bu başarılı kadının hikayesine.

1903’te Azerbeycan’da doğan Süreyya,  ünlü düşünür ve siyasetçi Ahmet Ağaoğlu’nun kızıdır. Lise yıllarında koyar avukat olmayı kafasına fakat bu o kadar kolay olmayacaktır.

Liseyi bitirip Hukuk fakültesine başvuru yapmak ister ancak o dönemlerde kız öğrenci olmadığı için üniversitenin rektörü olan Haldun Taner’in babası Selahattin Bey’e başvurur. Odaya girip istediğini söylediğinde önce alay konusu olur fakat peşini bırakmaz ve kendisi gibi avukat olmak isteyen üç arkadaşını daha götürünce fakültenin kapıları açılır.
İstanbul Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra ailesinin yanına Ankara’ya döner ve Adalet Bakanlığı’nda staja başlar. Ancak zorluklar bitmemiştir. Bu seferde öğle yemekleri sıkıntı olmaya başlamıştır çünkü o zamanlarda Ankara’da yemek yenebilecek tek bir İstanbul lokantası vardır. Ve bir kadının burada yemek yemesi hoş karşılanmayacağından bir süre idare etmek zorunda kalırlar. Ancak bunun böyle gitmeyeceğini anlar ve iki arkadaş bir gün lokantaya gider. Ahmet Ağaoğlu’nun kızını tanıdıkları için lokantadakiler yüzüne bir şey söyleyemez ama arkalarından konuşmaya başlarlar. Bu dedikodular dönemin başbakanı Rauf Bey’e kadar ulaşır. Rauf Bey Ahmet Ağaoğlu’na bir telefon açarak durumu bildirmek zorunda kalır. O gün Süreyya eve geldiğinde onu bekleyen babasıyla karşılaşır ve babası ona lokantaya bir daha gitmemesini bunun uygun olmayacağını söyler. Bu duruma oldukça içerlenen Süreyya birkaç gün sonra misafirliğe gelen Atatürk ve eşi Latife hanıma bu konu açılınca olayı tüm çıplaklığı ile anlatır. Ancak Paşa’dan istediği cevabı alamaz babasının haklı olduğunu söyleyince şaşırır.

Ertesi gün stajdayken Süreyya’ya haber gelir paşanın onu beklediğini ve yemeğe götüreceğini söylerler. Heyecanla aşağıya inen Süreyya oldukça şaşkındır. Atatürk, Latife Hanım’ın onu öğle yemeğine beklediğini söyler ve birlikte giderken arabayı durdurur ordan geçen bir milletvekiline yarın lokantaya herkesin eşiyle birlikte gelmesini söyler. Bu olayla şaşkınlığı artan Sürreyya işin aslını Latife Hanım’dan öğrenir. Aslında Atatürk’ün bu olaya çok kızdığını ama Ahmet Bey’in yanında onu rencide etmemek için söyleyemediğini anlar. Ertesi gün lokantaya yemeğe indiğinde milletvekillerinin eşleriyle yemek yediğini görür. Ve o tarihten sonra Atatürk  ve Süreyya Ağaoğlu bir kadının lokantada rahatça yemek yiyebilmesine öncülük etmiştir. 

1 yorum:

  1. Çok Teşekkürler,Yılmaz Özdil'in "Mustafa Kemal" kitabında da bu konuya değinilmişti ve bence Atatürk'ün ne kadar ileri görüşlü ve eşitlik yanlısı bir lider olduğunu bir kez daha kanıtlayan çok hoş bir olay.

    YanıtlaSil